29 Eylül 2008 Pazartesi

Sivasspor: 2 - FENERBAHÇE: 1 (Maç Sonucu)

FENERBAHÇE'miz Dinamo Kiev ile Şampiyonlar Ligi'nde oynayacağı maç öncesinde Sivas deplasmanından da puansız döndü.

Maça başlarken takımımızdaki başka bir takımda olsa şampiyonluğa oynayacak bir alay futbolcumuz eksiğe rağmen hakem olarak atanmış olan Bünyamin GEZER dışında bir korkusu olmayan bir grup taraftar olarak umutsuzduk aslında. Kalede genç Volkan, önünde 3. yedek stoperimiz Önder (katılmasak da Aragones'in fikrine göre Edu'nun sakatlığında oynayan Yasin ve Can'ın yedeği olarak kadroda duran Önder), önlerinde sol kanadı eksik (Uğur Boral'sız) orta sahada göbekten saldırmayı düşünen bir fikir, forvet arkasında sakat olduğu santra ile her halinden belli olan ve amacı rakipte korku yaratmak ve duran top kullanmak olan Alex ve yedeği kalmayan ve heryere koşturmaktan dili dışarıda kalan Guiza. Bu kadar eksikle yedek kulübesi geçen sene gibi kalan (ve geçtiğimiz sene bu yüzden çok eleştiri alan) bir Fenerbahçe... Bu kadar soruna rağmen bir de Sivasspor gibi bir takımın karşısına, hele ki deplasmanda çıkıyorsanız korkmanız lazım. Ama taraftarın aklında Dinamo Kiev maçı, küçük de olsa Gezer korkusu dışında bir çekince yoktu nedense. Ama Gezer korkusu bile maça güvenle bakmayı engellemiyordu?

İlk devreye Sivasspor ile kedi-fare gibi oynayan bir Fenerbahçe olarak çıktık. Bu kadar soruna rağmen, Sivas gibi güçlü bir rakip ile bu kadar iyi oynayan bir Fenerbahçe herkesin moralini yerine getirdi ki, taraftar gibi sanırım Fenerbahçe'li futbolcular da bunun rahatlığına kapılacaktı. Devre boyunca çok rahat oyununu bir de golle süsleyen takımımız tüm kontrolü elinde bulundurarak Alex'in tek yapması gerekeni (mükemmel duran top organizasyonları) yapması ile bir de öne geçmeyi başardı. İlk yarıyı bu şekilde tamamlayan takımımız ikinci yarıya goller umuduyla başlayacaktı.

Hazırlanan mükemmel taktikteki tek eksik nokta, belki de hızlı oyunda ihtiyaç olacak (ikinci yarıdaki kontraataklarda) Kazım'ın ilk devrede oynaması, ilk yarıdaki göbekten oyun, uzaktan şutlar fikrine uygun Burak'ın hızlı oyun gereken ikinci yarıda oyuna almak olabilirdi. Tabiki burada medya kuruluşların ve Fenerbahçe'li seyircilerin aksine rakibe parantez açmak gerekiyor mutlaka. İlk yarıda bunu farkedememeleri ne kadar büyük hata ise ikinci yarıda farkederek düzeltmeleri de o kadar takdire değerdi. Başta maç boyunca top ayağına gelse bile her zamanki hareketlerinden uzak olacak Alex'den o kadar korkmayarak bazı oyuncularını boşa çıkaran TD Uygun, ayrıca kanatları kullanmadığımızı da görerek göbekten Maldonado ve Selçuk'u kilitleyerek topu ileriye taşıma yollarımızı basitçe kesmiş oldu. Bu hamlelere kontra yapma şansı malzeme olarak mümkün olmayan Aragones ise zaman geçirmeye ve fiziksel direnci yukarıya çekmeye yönelik hamleler ile maçı bitirmeye çalışsa da bu hamleler Sivas'ın çok beceri isteyen golleri ve Sn. Gezer'in ilk yarıdaki gibi hakemlik değil, sahaya HAKİMLİK isteği ile çıkışı sonrasında başarılı olamadı. Hakemimizin başarılı (!) hamleleri ile Fenerbahçe'li oyuncuların zaten çok zor durumdaki fizik ve mental güçleri ikinci yarıda başarıyla düşürülürken, acı olan bu hamlelerin yapılması değil, taraftarlarımızın da artık Fenerbahçe'li oyunculara büyük bir acımasızlık ile yapılan saldırılara katılmalarıydı. Türkiye'deki tüm takımlar en fazla hatalar ile uğraşırken, bizim oyuncularımız kasıtlı hamlelere karşılık vermeden yaşamalı, bir de bunları bahane etmeden seyircilerini mutlu etmeliler?

Dinamo Kiev maçına bu durumun sirayet etmeyeceğini biliyorum. Nerede bildiğimi sormayın. Futbolcularımızın gözlerinde bunu gördüm. Sahada GEZEN birileri de olmadığına göre artık bu kadar eksiğe rağmen sanırım sonucu siz de görebilirsiniz... İyice bakın siz de göreceksiniz. Salı akşamı için herkese iyi eğlenceler...

Kökten Ulaş BİRANT

Hiç yorum yok: